Kayıtlar

İmkansızlıklar ve Hayaller

Resim
   Yeni bir güne merhaba!! Sizin hiç hayallerinizi gerçekleştirebileceğiniz vaktiniz, şansınız, ısrarınız oldu mu? Ya da hiç gerçekleştiremeyeceğiniz bir hayaliniz? Imkansız gibi görünen,  kendinize çok uzak bulduğunuz bir hayal?!  Eksikliğini hissetmediginiz bir hayal? Ya da eksikliğini fazlasıyla hissettiğiniz?  Hiç şimdiye odaklanıp çaba gösterdiniz mi? Gücüm yok, tükeniyorum, çabalarken çaresiz hissediyorum dediginizde neler hissettiniz? Bedeniniz; çabalarken yorgun düştü mü  hiç? Mesela hayal kurarken herşey çok güzel, o hayal üstüne çalıştığınızda kendinizi güçlü hissettiğiniz oldu mu ya da?  Durmadan hatırlatmaya çalışıyorum. Hatırlatmaya çalışıyorum ki ne olursa olsun, hayaliniz ne kadar imkansız, zor, ulaşılmaz olsa dursa bile; yapamayacağınızı düşünseniz bile asla durmayın!  Düşünün; bundan bir 5 yıl sonrasını. Nerdesiniz, kimlesiniz ve o imkansız gibi gördüğünüz hayaliniz gerçekleşmiş mi? Eksikliğini hissettiğiniz şeyl

Şubat Mesajı ve Sevgililer Günü

Resim
Şubat Mesajı ve 14 Şubat Sevgililer Günü             Merhaba! Şubat ayından size bir mesajım var! Mesajımın konusu ne olacak aslında pek karar verebilmiş değilim ama " Zaaflar " üzerine yazmak istedim. Neden bende bilmiyorum inanın. Belki eksik belki fazla, size ne katabilirse artık. İnanın o kadar insanla karşılaşıyorum ki; Zaaflarını açık açık gösteren , gösterebilen. Bilerek, isteyerek veya bilmeyerek , istemeyerek. Bazı insanlarda var ki zaafı olan insanlara karşı kin, nefret besleyen. O zaafları sürekli kullanan. Üstüne gerekli, gereksiz yorum yapan. Konu üstüne alakasız şeyler yazan, okuyan, söyleyen, düşünen... Daha var da var yani .        Zaaflar insanın en zayıf noktalarıdır. Eğer ki o noktalardan birinin üstünü çizerseniz karşınızdaki o zaafını kullandığınız insanın ne kadar üzüleceğini , kırılacağını bilemezsiniz. Siz bunu yaparken (O insan) karşınızdaki arkadaşınız, dostunuz, eşiniz, anneniz , babanız, kardeşiniz.. konuşmaya çalıştığında yu

•••♤•••

Resim
  Rüzgarlı geçen günlerden selamlar dostlar. Kış geldi,  sonbahar bitti. Soğuklar başladı, yağmurlar, karlar, rüzgarlar, kırağılar... Atkı, bere, eldiven, ceket ,mont sezonu açıldı. Bu yazımda sizlere düşünceyle gelen hüzünleri, hazanları,  duyguları, umudu ve umutsuzluğu anlatacağım. Umarım beğenirsiniz. Bu zamana kadar çoğu yazımı "yalnızlık, çaresizlik" ve buna benzer duygular üzerine yazdım. Aslında yalnız değilim. Kimse yalnız değildir. Yalnızlıktan korktuğumu da düşünmedim hiç, yüksekten korktuğumu bildiğim kadar. Ama işte insan bazen yalnız kalmayı herşeye değer görüyor. Insanlar ya da bazı insanlar yalnız kaldıklarında çok fazla düşünürler. Bunu göğe bakarak, tavana bakarak, denize nazır, kayalıklar arasında,  loş ortamlarda kalmayı düşünmeyi tercih ederler. Ve bu esnada düşündükleri konular aslında birbirlerinden çelişkilidir. Hem kendileriyle hemde yaşanmışlıklarıyla.  Geçmiş,  şimdi ve gelecek olarak yaşadıkları ve yaşanmışlıkları , yaşamak istey

Mektuplar ve Günümüz Teknoloji Insanları

Resim
Merhaba! Ben Mevsim Kahramanı. Mevsimler gelip geçicidir, tekrar tekrar dönüp dolaşıp dort mevsimi yaşarız. Bazen bir mevsimi zamansız da yaşayabiliyoruz, değil mi? Zamansız gelen şeyler bazen korkutucu bazen ise heyecan verici olabiliyor. Örneğin 1960/70'li yıllarda teknoloji yoktu. Var dı yada geliştirilmemişti. Insanlar birbirlerini arayarak değil; kendi el yazılarıyla ve ya telgraf aracılıyla havadisleri ulaştırabiliyorlardı. Günümüzde nasıl peki?!  Görüntülü konuşma desen var, dakikasında hatta saniyesinde birbirlerine ulasanlar var. Ha bir de televizyonlar çok gelişti. Hazır eski kasa bilgisayarlar varken notebook, laptop, tabletler çıktı.  Günümüz insanları teknolojinin geliştirilmesiyle daha pasif olmaya başladı, daha üşengeç ve daha vurdum duymaz... Zamanla çok şey değişiyor, değişebiliyor.  Ben yazı yazmayı, okumayı ve okutmayı çok severim. Ve böyle böyle birşeyler yazmaya başladım. Ve okumaya, okutmaya. Önüme ne gelirse okuyorum. Gazete, dergi, roman,

Uçsuz, Bucaksız

Resim
• Şu günlerde kendimi o kadar zorluyorum ki düşüncelerimle... Bazen uçsuz bucaksız yerlere gitme heyecanı sarıyor bedenimi. Bir uçurumun kenarına oturup saatlerce gökyüzü ile yeryüzü arasındaki o çizgiye bakıp gülmek, ağlamak, haykırmak istiyorum. Rüzgarla gelen o poyraz.. Saçlarımın poyrazla olan savaşı... Güneşin yağmurla olan çatışması.. Hepsini yaşamak, görmek istiyorum. Yeşillikler etrafında dört dönsün, kuş sesleri; ağaçların , otların mırıltısı.. Kulağa ulaşan bütün sesler birer nefes olsun istiyorum benim için.. Yazı: / @_mevsim_kahramani •》

İnsan Ne İçin Yaşar?

Resim
• İnsan bakar bakar durur boş duvarlara, canı sıkılınca.. Ağlamak gelir içinden. Düşünür; işini , aşını, geçmişini, geleceğini, dününü, bugününü, yarınını.. Yanındakini, solundakini, yolundakini, aklındakini... ° ° ° Balkona çıkar, oturur hasır sandalyesine elinde kahvesi, manzarayı seyreder bazen de.. Ayağının altındaki karınca büyüklüğündeki insan suretlerini. Yürüdükleri yollara bakar. Herkesin telaşının bir sebebi olduğunu düşünür. Peki ' insan ne için yaşar? ' Bazıları kendileri için, bazıları çocuğu için, anneleri, babaları... Bu böyle uzar uzar gider. Önce insan , insan olmak için yaşamalı. Öğrenmek için yaşamalı. Yaşamak için yaşamalı.  💬Peki ya siz? Bu konu hakkında düşünceleriniz neler? ( Yorumlarda bekliyorum )

YILDIZLARIN ÜSTÜNDE , BULUTLARIN ALTINDA..

Resim
YILDIZLARIN ÜSTÜNDE , BULUTLARIN ALTINDA.. Kayalıkların üstünde, sahile nazır bir ortamda, akşam vakitlerinde oturur iken birden gökyüzüne baktım. Sanki beni çağırıyorlardı. Yıldızlar cıvıldaşırken bulutlarda bir hüzün olduğunu farkettim. Sanki deyim yerindeyse " dokunsan ağlayacaklardı". Kendi kendime buluta sorular sordum..  - Hey sen ne oldu Sana? Bulut bana baktı ve arkasına döndü. Damlaları yüzüme dökülmeye başladı. Sonra yıldız bana ;  "- Uğraşma onunla , yeni bir fırtınaya hazırlanıyor. Sende artık gitsen ıyi olur. Sağanak başlayacak birazdan. Daha sonra tekrar bak bize yine konuşalım. " dedi. Bende  + Tamam , olur. Dedim.  Tam kayalıklardan kalkıyordum ki Bulut bana doğru döndü ve damlalarının yerini ceviz büyüklüğündeki dolularını dökmeye başladı. Hızlıca üstü kapalı fenerin altına doğru koştum. Dolunun durmasını bekledim ama nafile. Tek başıma burada kaldığımı düşündüm. Bulutun haline , derdine ortak olup bende ağlamaya başladım. O sırada benden b